AB-Türkiye ilişkilerinin geliştirilmesi: Eskişehir’den görüşler
Şevval Selinay Halıcı

Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki ilişkiler, siyasi ve ekonomik konuların yanı sıra kültürel alanda da derin bir geçmişe ve çeşitliliğe sahiptir. Son yıllarda, bu alandaki iş birliği ve etkileşim artarak devam etmektedir. Eskişehir Ticaret Odasında yer alan Eskişehir AB Bilgi merkezi koordinatörü Gökhan Can Çobansoy, iki bölge hakkındaki soruları yanıtladı.
Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki tarihi ve kültürel bağları nasıl tanımlarsınız?
Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki tarihi ve kültürel bağlar oldukça derindir. Türkiye, uzun bir tarihe sahip çok kültürlü bir ülke olup, Anadolu toprakları birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu tarihi zenginlik, Türkiye’nin Avrupa’nın tarihi ve kültürel mirasıyla derin bağlar kurmasını sağlamıştır.
İki bölgenin ortak mirasının en önemli unsurları nelerdir?
Avrupa Birliği ve Türkiye’nin ortak mirasının en önemli unsurları arasında maddi-manevi birçok unsur bulunmaktadır. Adeta bir köprü görevi gören bu güzel coğrafyamızda farklı farklı medeniyetlere ait antik dönem kalıntıları ve tarihi yapılar, yüzyıllardır anlatılıp söylenen ortak mitolojik ve efsanevi unsurlar, sanatın neredeyse her alanında alanındaki etkileşimler, ortak kültürel belleğimizin bir getirisi olarak müzik kültürümüz ve son olarak komşuluk ilişkilerinin temelini oluşturan ticaret ve ekonomik ilişkilerin tarihi kökleri.
Avrupa Birliği ve Türkiye’nin sanatsal ve kültürel gelenekleri arasında ne gibi etkileşimler ve alışverişler olmuştur?
Avrupa Birliği ve Türkiye’nin sanatsal ve kültürel gelenekleri arasında uzun bir tarihî etkileşim bulunmaktadır. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa’daki etkisi ve Avrupa’nın Osmanlı toprakları üzerindeki etkisi, sanat, mimari, müzik ve edebiyat alanlarında karşılıklı etkileşimlere sebep olmuştur. “Hellenizm”in bir getirisi olarak doğu-batı sentezinin sonuçları, günümüzde de Avrupa Birliği ve Türkiye’nin sanatsal ve kültürel alışverişlerine yansımaktadır. Osmanlı dönemi mimarisinin Balkanlar ve Orta Avrupa’nın bazı bölgelerindeki mimari tarzlara etkisi, özellikle cami ve saray mimarisini etkilemiş aynı şekilde Avrupa’daki barok tarzı Osmanlı mimarisini etkilemiştir. Özellikle İstanbul’daki barok tarzda yapılan binalar buna güzel bir örnektir. Müzik alanında yine birbirimizden esinlendiğimiz parçalar bestelemişiz ayrıca Edebi alanda Türk edebiyatı ve Avrupa edebiyatı arasındaki etkileşimler, hikaye, masal ve şiir türlerinde kendini göstermiştir. Bu örnekler, Avrupa Birliği ve Türkiye’nin sanatsal ve kültürel gelenekleri arasındaki zengin etkileşimleri göstermektedir.

Son yüzyılda Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki kültürel ilişkilerde ne gibi değişimler gözlemlenmiştir?
Küreselleşme ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki kültürel etkileşimleri artırmıştır. Artık tek bir dokunuşla tüm dünya elimizin altında oluyor işte tam olarak bu yüzden sanat, müzik, sinema ve edebiyat alanlarında karşılıklı etkileşim ve alışverişi artmıştır.
Küreselleşme etkisi dışında en büyük etmen göç ve Diasporadır. Avrupa’da yaşayan Türk diasporasının kültürel etkisi ve Avrupa’daki farklı kültürlerin Türkiye’ye etkisi, bu hızlanan kültürel değişimin bir parçası olmuştur. Ek olarak gün geçtikçe küçülen dünyada Turizm faaliyetleri ve kültürel diplomasi çerçevesinde gerçekleştirilen etkinlikler, Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki kültürel ilişkileri güçlendirmiştir.
Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin kültürel mirası ve çeşitliliği üzerinde ne gibi bir etkisi olmuştur?
En büyük etkisi tartışmasız kültürel koruma ve restorasyona Avrupa Birliği’nin verdiği destekleridir. Türkiye’nin tarihi ve kültürel mirasının korunması ve restorasyonu için çeşitli projeler gerçekleştirilmiştir.Bir örnek olarak Eskişehir Ticaret Odası bünyesinde faaliyetlerini sürdüren AB Bilgi Merkezi, 2018 Avrupa Kültürel Miras yılı kapsamında, Sorkun Çömleği kitabı yayınlamıştır. Avrupa Birliği’nin kültürel programları ve fonları, Türkiye’deki kültürel etkinliklerin ve sanat projelerinin desteklenmesine yardımcı olmuştur. Kültürel Diplomasi ise Avrupa Birliği’nin Türkiye ile olan kültürel ilişkileri, kültürel diplomasi çerçevesinde güçlendirmiş ve kültürel alışverişi teşvik etmiştir. Bu ikili ilişkiler her iki kültür içinde tamamlayıcı destek unsuru olmuştur.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılımının kültürel alanda ne gibi faydaları ve zorlukları olabilir?
Avrupa Birliği’ne katılım, Türkiye’nin Avrupa’nın zengin kültürel mirasından daha fazla etkilenmesine ve Avrupa ülkeleriyle daha yakın kültürel ilişkiler kurmasına olanak tanıyabilir ve bu sayede Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olması durumunda kendi zengin kültürel mirasını koruyarak ve tanıtarak, Avrupa’nın kültürel çeşitliliğine katkı sağlayabilir. Bunun faydaları olabileceği gibi Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde kültürel farklılıklara uyum sağlamak ve entegrasyon zorlukları yaşanabilir. Türkiye’nin kendi kültürel kimliğini korurken, Avrupa norm ve standartlarına uyum sağlama süreci zorlayıcı olabilir. Bu etkiler ve olası fayda/zorluklar, Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki kültürel ilişkilerin karmaşıklığını ve önemini göstermektedir.
Avrupa Birliği ve Türkiye’nin gelecekteki kültürel iş birliği için hangi alanlarda daha fazla çaba göstermesi gerekiyor?
İletişimin her alanında olduğu gibi yine önemi çok büyüktür. Nasıl insan ilişkileri etkili iletişim ile daha çok güçleniyorsa ben ülkeler arasındaki iletişimi de buna benzetiyorum. İletişimimizin kültürel diplomasi yoluyla artması kültürel alışverişin artırılmasına neden olur. Ayrıca kültürel etkinliklerin desteklenmesi yoluyla insanlar arasındaki anlayışın ve iş birliğinin güçlendirilmesi artar. Sanat, müzik, edebiyat ve eğitim alanlarında ortak projeler ve değişim programları aracılığıyla gençler arasında kültürel etkileşimin artırılması yine çok önemlidir.
Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki insan hakları ve demokrasi ilişkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu soruyu Avrupa Birliğinin 2022 ilerleme raporuna göre Türkiye’nin AB üyelik sürecinin yanı sıra, insan hakları ve demokrasi konularında daha fazla dikkat ve çaba gerektirdiğini göstermektedir. Bu çerçevede, Türkiye’nin demokratik reformlarına devam etmesi ve insan haklarına saygı göstermesi önemlidir.

İki bölge bu konuda ne gibi ilerlemeler kaydetmiştir?
Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki insan hakları ve demokrasi ilişkileri bağlamında İnsan hakları ve insanı yardım alanında ilerlemeler kaydettik. Bunun en önemli örneği Avrupa Birliği 2023 Raporunda belirtildiği gibi (**) “İkili mali yardıma ilişkin olarak, Türkiye için Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) kapsamındaki projeler, AB Bütçe Otoritesinin politika rehberliğinde uygulanmaya devam etmiştir. IPA III kapsamındaki mali yardım; genişleme stratejisinin temel unsurlarıyla bağlantılı önceliklere ve daha dayanıklı ve daha sürdürülebilir ekonomiler ve toplumlar inşa edilmesi ile esas olarak yeşil gündem, bağlantısallık ve dijitalleşme gündemleri ile ilgili ortak stratejik çıkar sektörlerine odaklanmaktadır.
Şubat 2023’te meydana gelen depremlerin ardından Komisyon, hızlı bir şekilde, Türkiye’ye insani yardım ve yardım desteği sağlamıştır. Ayrıca Komisyon 20 Mart’ta, Avrupa Birliği Konseyi İsveç Dönem Başkanlığı ile birlikte, Türkiye ve Suriye’deki insanlara yönelik Uluslararası Bağışçılar Konferansı’na ev sahipliği yaparak Türkiye’deki insanlar için 1 milyar avro bağışta bulunmayı taahhüt etmiştir. AB, acil yardım ve insani yardımın dışında, daha uzun vadeli yeniden imar yardımı da sağlayacaktır. Mülteciler ve onlara ev sahipliği yapan halk da dâhil olmak üzere, Türkiye’de depremlerden etkilenen nüfusun yararına olacak şekilde sağlık, eğitim, sosyo-ekonomik destek, istihdam yaratılması ve başta su ve kanalizasyon olmak üzere belediye altyapısının iyileştirilmesi alanlarını kapsayan yardımlar aktarılacaktır. Ayrıca, Türkiye’nin mültecilere yönelik gösterdiği çaba da dikkate değerdir ve uluslararası toplumun bu konuda Türkiye’ye destek olması gerekmektedir. Her iki tarafın da ortak çıkarları ve değerleri göz önünde bulundurarak, yapıcı bir diyalog ve işbirliği ile bu konularda ilerleme kaydedilmesi önemlidir. eğitim, sosyo-ekonomik destek, istihdam yaratılması ve başta su ve kanalizasyon olmak üzere belediye altyapısının iyileştirilmesi alanlarını kapsayan yardımlar aktarılacaktır.” Burada da belirtildiği üzere gerek maddi gerek manevi alanlarda da iki bölge birbirine destek olarak demokrasi ilişkileri bağlamında ilerleme kaydetmeye devam edecektir.
Hala hangi konularda gelişmeye ihtiyaç vardır?
Daha bütünsel bir yaklaşımla Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin gelişmeye ihtiyaç duyduğu konular sosyal, politik ve kültürel olarak ifade edilebilir. İki bölge arasındaki kültürel ve temel değerlerin daha da güçlendirilmesi gerekmektedir. Ekonomik alanda, Türkiye ile AB arasındaki ticaret ve yatırım ilişkilerinin derinleştirilmesi önemlidir. Serbest ticaret anlaşmalarının güncellenmesi veya genişletilmesi, ticaretin artırılması ve ekonomik işbirliğinin daha da güçlenmesine katkı sağlayabilir. Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesi için tüm alanlarda daha bütüncül yakın işbirliği ve reformlarsayesinde, ilişkilerin daha sağlam ve sürdürülebilir bir temele oturtulması mümkün olacaktır.
Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki insani ilişkileri geliştirmek için ne gibi adımlar atılabilir?
Öncelikle Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki insani ilişkilerin geliştirilmesi için çeşitli adımlar atılabilir. İlk olarak, kültürel ve eğitim değişimi programları genişletilerek insanların birbirlerini daha iyi anlamaları ve kültürel çeşitliliği artırmaları sağlanabilir. Sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliği ve diyalogu teşvik etmek, insan hakları, demokrasi gibi ortak konularda daha fazla işbirliği sağlanmasına yardımcı olabilir. Avrupa Birliği ve Türkiye arasında yapılan projelerin artırılması ve gençlik değişimleri ile iki bölgenin birbirini yakından tanıması çok önemlidir. Ek olarak vize kolaylığı ve seyahat imkanlarının artırılması, karşılıklı ziyaretleri teşvik ederek insan temasını artırabilir. Ayrıca, insani yardım ve kriz durumlarına hazırlık konusunda daha yakın işbirliği yapılması ve kültürel diplomasi faaliyetlerinin artırılması da insani ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayabilir. Bu adımlar, AB ve Türkiye arasındaki insanlar arası bağların derinleşmesine ve karşılıklı anlayışın artmasına olanak tanıyabilir.
https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/country_22_6088




