Türk atletizminin parlayan yıldızı: Gamze Bulut

Buse Yıldırım

Türk atletizminde önemli başarılara imza atan Gamze Bulut, spora olan tutkusu ve azmiyle yeniden toparlanarak geleceğe umutla bakıyor. Paris Olimpiyatları’na hazırlanan Bulut, kariyer yolculuğunu, motivasyon kaynaklarını ve Avrupa’daki atletizm kültürüne dair düşüncelerini anlattı.

Türk atletizminin önemli isimlerinden biri olan Gamze Bulut, 3 Ağustos 1992’de Eskişehir’de doğdu. Atletizm kariyerine genç yaşta adım atan Bulut, 2009 yılında Tampere’de düzenlenen Yıldız Bayanlar Olimpik Yaz Festivali’nde 2.000 metre engellide Avrupa üçüncüsü olarak dikkatleri üzerine çekti. Aynı yıl Yunanistan’da düzenlenen Balkan Gençler Atletizm Şampiyonası’nda ise 3.000 metre engellide Balkan Şampiyonu oldu.

Londra 2012: Uzun soluklu bir hikaye

Gamze Bulut, 2012 yılında Helsinki’de düzenlenen Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda 1.500 metrede Aslı Çakır Alptekin’in ardından gümüş madalya kazanarak uluslararası arenada adını duyurdu. Aynı yıl Londra’da düzenlenen Yaz Olimpiyatları’nda 1.500 metrede yarışarak finale kalmayı başardı. Finalde takım arkadaşı Aslı Çakır Alptekin’in ardından ikinci olarak gümüş madalya kazandı. Ancak, 2015 yılında Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS), Alptekin’in doping yaptığı gerekçesiyle altın madalyasını iptal edince Bulut, altın madalya ile ödüllendirildi.

Bulut’un kariyerinde dönüm noktası, 2015 yılında IAAF tarafından yapılan doping incelemeleri sonucunda yaşandı. 2011, 2012 ve 2015 yıllarında verdiği numunelerde anormallikler tespit edilmesi üzerine savunması istendi. Yapılan incelemeler sonucunda Bulut’un 2012 Olimpiyat Oyunları ve 2012 Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda kazandığı madalyalar geri alındı.

Bu süreç hakkında konuşan Bulut çok zor bir dönem olduğunu dile getirdi. “Bana verilen ceza 3 yıl sonra geriye dönük numunelerimin incelenmesiyle geldi. Psikolojik ve fiziksel olarak çok zorlandım. Bu dönemde en büyük destekçilerim ailem ve çocuklarım oldu. Onlar sayesinde bu süreci atlattım” dedi.

“Bizim arkamızda durmadılar”

Bu süreç boyunca insanların tavırlarının da çok ağır olduğuna değinen Bulut, bunları hak etmediklerini söyledi. “Bizim koştuğumuz yarışta 9 sporcu daha yakalandı. Bu durumla övünmüyorum ama bizim arkamızda durmadılar.  Dünya atletizm de öyle haberler oldu ki özellikle dopingle ilgili sporculara ceza bile vermediler, bu çok ağrıma gitti. Benim numunelerimde madde çıkmadı, uyuşmazlıklar çıktı.” sözlerine yer verdi.

Bulut, 2015 yılında 1500metrede dünya rekoru kıran Genzebe Dibaba’nın antrenörünün odasından 60 tüp yasaklı madde bulunduğunu anlattı. Antrenörüne ceza verildiğini ama sporcunun ceza almadan gözetim altına alındığına değindi. Bulut sözlerine şu cümlelerle devam etti: “Bana 4 yıl ceza verdiler, benim suçum neydi? Yanımda olmadılar. Ben ülkemi en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyorum. Biz bir tarih yazdık ve kendimle gurur duyuyorum. Yaşadığım bütün duygular gerçekti. Artık insanların görüşlerini eskisi kadar önemsemiyorum, işime odaklı yaşıyorum” dedi.

Geleceğe dair hedefler ve çalışma programları

18 Mayıs 2024’te İzmir’de düzenlenen Balkan Büyükler Milli Takım Seçmeleri’nde koşan Gamze Bulut, 800 metrede ikinci oldu. Asıl branşı olan 1500 metrede 19 Mayıs tarihinde yarışacağını belirten Bulut, bu yoğun dönemde hedefinin Paris Olimpiyatları olduğunu vurguladı. Geçtiğimiz Nisan ayından bu yana her hafta sonu yarıştığını söyleyen milli atlet, bu yılın olimpiyat senesi olması nedeniyle antrenmanlarının ve yarışlarının çok yoğun geçtiğini ifade etti.

Bulut’un kariyer yolculuğunda en büyük ilham kaynağının Romanyalı atlet Gabriela Szabo olduğunu, onun gibi olmak istediğini, anne olduktan sonra ise çocuklarının en büyük motivasyon kaynağı olduğunu söyledi. “Onların beni desteklemeleri ve yanımda olmaları, bana büyük bir güç veriyor.” sözlerine yer verdi.

Olimpiyat şampiyonu olmak için nasıl bir antrenman programı izlediğini anlatan Bulut, zorluklara ve özveriye dikkat çekti: “2012 yılında, 20 yaşındayken ailemden 6 ay boyunca ayrı kaldım ve haftanın yedi günü, sabah akşam antrenman yaptım. Bu süreçte yorgunluktan uyuyamadığım zamanlar oldu. Ancak disiplinli çalışmanın ve strese karşı dayanıklılığın meyvesini olimpiyat madalyasıyla aldım.” dedi. Kariyerindeki en unutulmaz anın, 2012 Londra Olimpiyatları’nda madalya kazandıktan sonra Türk bayrağıyla sahada tur attığı anlar olduğunu söyledi. “80.000 kişilik tribün bizi ayakta alkışlıyordu ve aralarında Türklerin olması, onların bana sarılması ve gururlanması çok özeldi” sözlerine yer verdi.

Avrupa’da spor kültürü ve altyapı

Avrupa’daki atletizm kültürü ve altyapısı hakkında düşüncelerini paylaşan Bulut, Avrupa’da sporun bir kültür olarak görüldüğünü ve çocuklara oyunlarla atletizmi sevdirdiklerini belirtti. Almanya’da katıldığı bir yarıştan bahseden Bulut, “Katıldığım yarışma çok önemli sporcuların olduğu bir yarıştı. Bu kadar kaliteli bir yarışta çocuklar için bile yarış düzenlenmişti. Tribünler tıklım tıklımdı ve organizatörler çocukları destekliyordu. Böyle bir atmosferde koşmak çok keyifliydi. Ülkemizde de bu gibi organizasyonlar var ama çok az.” dedi. Avrupa’da antrenman yapmanın rahatlığına da değindi.

“Sporcuların gelecek kaygıları azaltılmalı”

Türk sporcuların Avrupa’daki başarısını artırmak için önerilerde bulunan Bulut, “Türkiye’de sporcuların gelecek kaygıları ve maddi sorunları var. Spor malzemelerini alamayıp sporu bırakan kişiler tanıyorum. Sporu aynı zamanda bir iş olarak görmeliyiz ve devletin sağladığı sporcu bursları yeterli değil” dedi. Türkiye’de spor imkanlarının daha fazla arttırılması gerektiğini söyleyen Bulut, “Sporcuların gelecek kaygıları azaltılmalı. Avrupa’daki sporcular bu süreçleri daha rahat yaşıyor, bizim de öyle olmalı.” şeklinde konuştu.

Gelecekte katılmayı hedeflediği yarışmanın “Diamond Leag” olduğunu belirten Bulut, “Kariyerim boyunca hep katılmak istediğim bir yarış. Umarım kariyerimi sonlandırmadan orada da yarışırım” dedi. Genç sporculara tavsiyelerde bulunan Gamze Bulut, “Kendilerine inansınlar, hayallerinden vazgeçmesinler ve çalışmaya devam etsinler. ” dedi.

Gamze Bulut, bir sporcunun zirveye çıkışını ve yaşadığı zorlukları gözler önüne seriyor. Türkiye’yi uluslararası arenada temsil eden Bulut, tüm zorluklara rağmen spora olan tutkusunu kaybetmeden yoluna devam ediyor. Geleceğe umutla bakan ve genç sporculara ilham veren bir figür olarak öne çıkıyor.