Eskısehir ın Europe

Yakınlaşma mı, yeni bir dönem mi? Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde diplomatik dönüşüm

Ayşe Mazlum

Prof. Dr. Murat Ercan, Türkiye- Yunanistan ilişkilerini değerlendiriyor

Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Prof. Dr. Murat Ercan ile yapılan görüşmede, Türkiye ile Yunanistan arasındaki diplomatik yakınlaşmanın hem bölgesel hem de uluslararası düzeydeki etkileri ele alındı. Sosyal bilimler alanında önemli akademik çalışmalara imza atan Prof. Dr. Ercan, son dönemde artan temasların yalnızca ikili ilişkileri değil, çok taraflı güvenlik yapıları ve dış politika dengelerini de yakından ilgilendirdiğini belirtti. Görüşmede, diplomatik süreçlerin olası sonuçları tüm yönleriyle analiz edildi.

Atina bildirgesinin uzun vadeli etkileri

7 Aralık 2023’te imzalanan Atina Bildirgesi, Türkiye ve Yunanistan arasında dostane ilişkilerin geliştirilmesi ve iyi komşuluk ilkelerinin güçlendirilmesini amaçlıyor. Bildirge, siyasi diyalog, ekonomik iş birliği ve güven artırıcı önlemler olmak üzere üç temel başlık üzerine inşa edildi. Prof. Dr. Ercan, bu belgenin yalnızca bir niyet beyanı değil, aynı zamanda geleceğe dair somut bir yol haritası sunduğuna dikkat çekti. Ancak sürecin başarısı, tarafların bu hedeflere ne ölçüde stratejik bağlılık göstereceğine bağlı.

Diyalog süreci bölgesel politikayı nasıl şekillendiriyor?

Geçmişte yaşanan gerilimlere rağmen, Türkiye ile Yunanistan arasında ivme kazanan diyalog süreci, karşılıklı anlayışa dayalı bir normalleşme adımı olarak değerlendiriliyor. Prof. Dr. Ercan, bu sürecin yalnızca hükümetler arasında değil, toplumlar düzeyinde de olumlu etkiler yarattığını ifade etti. Doğu Akdeniz ve Ege’deki genel istikrar açısından kritik bir rol oynayan bu gelişmeler, Yüksek Düzeyli İş birliği Konseyi’nin yeniden aktif hale gelmesiyle kurumsal bir temele de kavuşmuş durumda.

Ege ve Doğu Akdeniz’de diplomatik adımlar kalıcı olabilir mi?

Türkiye ile Yunanistan arasında uzun süredir çözüm bekleyen meselelerin başında kıta sahanlığı, hava sahası, NAVTEX ilanları ve Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırları geliyor. Bu alanlardaki teknik anlaşmazlıklar halen devam ederken, tarafların son dönemde karşılıklı olarak sert söylemlerden uzak durması ve diplomatik iletişimi ön plana çıkarması dikkat çekiyor. Prof. Dr. Ercan, bu kırılgan denge içinde sürekli işleyen diyalog mekanizmaları ve gerekirse üçüncü taraf arabuluculuklarının büyük önem taşıdığını vurguladı.

Avrupa Birliği ile ilişkilerde yeni bir sayfa açılabilir mi?

Yunanistan’ın Avrupa Birliği (AB) üyeliği, Türkiye’nin Avrupa ile olan ilişkilerinde daima kilit bir unsur oldu. Geçmişte yaşanan krizler AB-Türkiye ilişkilerini olumsuz etkilerken, Atina Bildirgesi’nin yarattığı olumlu iklim bu süreci tersine çevirebilir. Prof. Dr. Ercan, özellikle Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, vize serbestisi ve üyelik müzakereleri gibi konularda Yunanistan’ın yapıcı bir tavır sergilemesi halinde Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden ivme kazanabileceğini dile getirdi. Bu bağlamda Yunanistan, engelleyici değil kolaylaştırıcı bir aktör rolü üstlenebilir.

Ekonomik ilişkilerde potansiyel büyüyor

İki ülke arasında ticaret hacminin 10 milyar dolar seviyesine çıkarılması, bildirgede belirtilen hedefler arasında yer alıyor. Prof. Dr. Ercan’a göre, gümrük prosedürlerinin sadeleştirilmesi, sınır geçişlerinin kolaylaştırılması ve karşılıklı yatırım teşvikleri bu hedefe ulaşmayı kolaylaştırabilir. Turizm, enerji, ulaştırma ve çevre gibi alanlarda iş birliği imkanlarının geniş olduğu belirtilirken, enerji arz güvenliği ve yenilenebilir enerji projeleri de iş birliğinin stratejik boyutunu ortaya koyuyor.

Bölgesel aktörler için ne anlama geliyor?

Türkiye ile Yunanistan arasındaki yakınlaşma, yalnızca bu iki ülkeyi değil, Doğu Akdeniz’deki genel dengeyi de etkileyebilir. Özellikle Kıbrıs sorunu üzerinden yürütülebilecek yapıcı süreçler, enerji projelerinin önünü açabileceği gibi Türkiye’nin AB ve NATO içindeki konumunu da güçlendirebilir. Prof. Dr. Ercan, ABD ve AB’nin bu süreci desteklemesinin, gelişmelerin kalıcılığı açısından belirleyici olacağını ifade etti.

Türkiye ve Yunanistan arasındaki coğrafi yakınlık, ilişkilerin önemini artırıyor

Sonuç: Diyalog, stratejik akılla yürütülmeli

Türkiye ile Yunanistan arasında yürütülen diplomatik temaslar, sadece ikili düzeyde değil, bölgesel güvenlik, enerji stratejileri ve uluslararası iş birliği açısından da büyük önem taşıyor. Prof. Dr. Murat Ercan, sürecin sürdürülebilir olması halinde Doğu Akdeniz’deki iş birliği kanallarının genişleyebileceğini, çatışma risklerinin azalabileceğini ve daha dengeli bir güç paylaşımının mümkün hale gelebileceğini belirtti. Ancak bu çok aktörlü jeopolitik yapıda, tarafların süreci dikkatli ve stratejik bir yaklaşımla yönetmesi gerektiği uyarısında da bulundu.

Trend